Sabah içinde büyük bir mutlulukla uyandı. Huzur doluydu. Artık bir sevgilisi vardı. Sabahları uyanmak için bir neden daha bulmuştu. Her sabah enerjik kalkardı ama bugün daha bir farklıydı. Hemen telefonunu aldı. Whatsupp…

Ve Melisa Can ‘ın elini tuttu. İşte o anda Can ‘ın kalbi daha hızla atmaya başladı. Öyle ki Melisa bunu hissedebiliyordu. Can ‘a dönerek; “Kalp krizi geçirmezsin di mi?” diyerek hınzırca gülümsedi.…

“Şimdilik alayım elimi. Sonra bakarız hep kalma işine” diye gülümsedi Melisa. Can aldığı cevap üzerine düşüncelere daldı. Acaba bu iyi bir şey miydi? Yoksa kötü mü ? Karar veremedi. En azından direkt…

Elindeki kitabı yavaşça sehpanın üstüne koydu. Mavi gözlüklerini çıkardı ve kitabın üstüne koydu. Şezlongtan doğrularak ayaklarını kuma koyduğu anda, ufak bir yanma hissi duydu. Kumlar çok sıcaktı. Yazın ortasıydı. Hızlıca denize doğru yürüdü.…

Bir çocuğum olsun istiyorum artık. O ‘nu nasıl yetiştiririm diye merak ediyorum. Zira çevremdeki pek çok insanın yetiştirme tarzını sevmiyorum. Tabi belki de doğru değil bu bakışım. Annemin ve babamın bizi yetiştirdiği gibi…