Öğlen Sarayburnu tarafında nezih bir restoranda yer ayırdı. Hayalindeki kırmızı Audi TT yi aldı. Aslında çocukluğundan beri istediği Lamborghini ‘ydi. Fakat bu geçiş arabasıydı onun için. Çünkü şimdi bu kadar parayı bir arabaya vermek çok…
Siyah saçlarını kokladı. Minik burnunu ve küçük ellerini öptü. Sonra Duru ‘yu kucaklayarak salıncağa oturttu. Göletin karşısında beraber sallandılar. Göletteki su çarşaf gibi duru ve temizdi. Etrafındaki çiçekler ve gökyüzünün yansıması inanılmaz derecede…

yeşilliği çok severim. Bağ bahçede büyüdüğüm için normal sanırım böyle olmam. Çocukluğumda ekin tarlalarından çıkmazdım. Evimizin bahçesinde her çeşit meyve ve sebze bulunurdu. Her şeyi doğal yerdik. Organik te neymiş babacım 😊…
Can deniz kenarında oturmuş dalgaların sesini dinliyordu. Facebook’ta arkadaşlarının paylaştıklarına baktı. Aklından bütün bu insanların hayatlarına şahitlik ettiğini düşündü. Aslında sosyal medya bunu sağlıyordu. Normalde bilemeyeceğimiz pekçok şeyi bu sayede bilebiliyoruz dedi…

Kulaginda candan, elinde iphone’u, gozunde gunes gozlukleriyle,her zaman kahvalti yapmayi sevdigi festival cafe deydi.candan’in bana anlatma sakin adli parcasi caliyordu. Gunes yuzunu isitiyordu. Marti sesleri candan’a vokal yapiyordu. Kendini anlatilmaz bir huzur…